SAPTIRILAN SORUN VE SORULARIM

11 Ekim 2009 – 20:48


Sorunumuz ne anne dili ile konuşamamak, ne de anne dili ile şarkı söylememektir, dilediğimizde zaten konuşur ve şarkı söyleriz. Sorunumuz kültürel faaliyetlerde bulunamamamız da değildir. Hiç kimsenin kıyafetimize, dilimize, kültürel etkinliklerimize dokunduğu ve engellediği de yoktur. Açılım bu ülkede eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması açılımı olmalıdır. Elbette devletin de ulusal dili ile. 

            Bir şeylerimiz engelleniyor, hakkımız gasp ediliyor bu kaçınılmaz bir gerçek, sadece bizim mi? Hayır ülkemizin geri kalmış tüm yörelerinin.

             Her yıl Mardin, Siirt, Iğdır, Ağrı ve daha bir çok il SBS, ÖSS gibi sınavlarda maalesef en geri sıralarda yer almaktadır. Haliyle durum bu şekilde gerçekleşince bakanlık Valilerimize, Kaymakamlarımıza ve Milli Eğitim Müdürlerimize yüklenmeye başlıyor, adeta tüm kabahat bunlarınmış gibi.

             Maalesef ülke sıralamasında oldukça geri sıralardayız, Söğütlü olarak geri olmasak bile Mardin olarak çok ama çok geriyiz.

              Peki sorun valilerimiz, kaymakamlarımız ve milli eğitim müdürlerimiz ile diğer eğitimcilerimiz ve ailelerimiz mi sizce? On yıllardır nice hükümetler değişti ama bu sorun çözülmedi, çözülemedi. Burada kimsenin elinde sihirli değnek yok, sihirli değnek Ankara’da ikamet eden hükümetin elinde. İl, ilçe yöneticilerini sorumlu tutacaklarına dönüp yaptıkları hatalara baksınlar, sağlayamadıkları eğitimin fırsat eşitliğini düşünsünler.

               Kitapları diledikleri kadar bedava versinler, sınıfları bilgisayarlarla donatsınlar, kaynaklar sağlasınlar ama yine başarı elde edilemeyecektir. Çünkü eğitimin temel taşı ve direği öğretmendir. Evet değerli hemşerilerim öğretmen.

               Eğitim Fakültesi çıkışlı yüz binlerce genç pırıl pırıl öğretmen olarak yetişmiş, diplomasını eline almış, şevkle, heyecanla atanmayı beklemiş, bir de 200 bin öğretmen açığının olduğunun ispat edildiği bir dönemde. Bütçe imkanları elvermiyor diye atanamamış bu pırıl pırıl gençler.

               Sonra sınıflar ücretli öğretmenlere emanet ediliyor. Mardin ve diğer bölge illerimiz neden geri, niçin geri?!!!

                YETKİLİLERE SORULARIM VAR:

1-      Bölgede öğretmen açığı doruk noktalarda, açıklar muhtelif üniversite mezunları ile dolduruluyor. Kaç aylık çalışacağını bile bilmeyen bu ücretli öğretmen arkadaşlar sizce öğrenciye ne verebilir?

2-      Öğrenciler öğretmen sıkıntısı nedeniyle yılda bazen üç hatta beş öğretmen değiştirmektedir, plansız, süresiz, derme çatma böylesi bir eğitim anlayışından başarı beklemek haksızlık değil mi?

3-      Evet okulların açılması ile beraber veya bir iki hafta sonra her sınıfın öğretmeni oluyor, acaba hangi veli kendi çocuğunun öğretmenin ne olduğunu bilebiliyor ve yetkililerden bunu sorgulayabiliyor?

4-      Ücretli öğretmen sıkıntısı bir yana bu bölgeye atanan öğretmenlerin %95’i stajyer öğretmenlerden oluşuyor, yani aday öğretmen konumunda. Atanan öğretmenler daha geldikleri ilk günden bölgeden kaçma hesabındalar, doğru dürüst bir programları yoktur, beyinlerindeki tek şey süreyi doldurup bir an önce bölgeden kaçmaktır. Yani çocuklarımız kendilerine verilen asil öğretmenden bile şanslı değil. İki üç yılını dolduran ve öğretmenliği çocuklarımız üzerinde deneme tahtası gibi öğrenen kişiler tam bu işi çözmeye başladıklarında uçup gitmektedirler. Bölge bu haliyle öğretmen açısından batı ile eşit midir ki eğitim kalitesinde eşit olsun?

5-      Öğretmenler çeşitli bahanelerle bölgede köy ve beldelerde ikamet etmiyorlar, belde ve köylere ilçelerden tuttukları servislerle geliyorlar, araba arızalansa o gün okulun tüm öğretmenleri derse yetişemez, kar yağarsa okula gidemez, paydos zili çalınca öğretmen öğrencisinden önce servisine koşarak okulu boşaltıyor. Bir öğretmen sadece ders saatlerinde okulda ise toplantılarını nasıl yapabiliyor, veli ile nasıl görüşebiliyor, elbette derste olması gereken zamanlarda yapıyor bunları. Öğretmen köyde beldede ikamet etmiyorsa, hiçbir öğrencinin yaşantısından ve sıkıntılarından haberdar değildir, hatta kendi öğrencilerinin velilerini bile tanıyamaz durumdadır. Eğitimde aile ziyaretinin önemini sürekli yetkilerimiz anlatır durur, gidiş geliş yapan bir öğretmen hangi aileyi ziyaret edebiliyor? Öğretmenlere gidiş geliş izni veren yetkililer belde ve köylerde eğitimi öldürmüş olmuyorlar mı? Buna ne zaman dur denecek? Bir öğretmen eğittiği öğrencilerin yaşadığı yerde ikamet etmekten tiksiniyorsa o yeri mutlaka terk etmelidir. Benim yaşadığım çevreyi küçümseyip beğenmeyenin bana vereceği pek bir şey de olamaz değil mi?

6-      Bölgemizde kırsal nüfus şehir nüfusuna göre diğer bölgelerimizle kıyaslandığında daha fazladır. Dolayısıyla ilimizde kırsal nüfus fazla diyebiliriz. Paralı dershaneler eğitimde fırsat eşitliğini de ortadan kaldıran bir gerçektir. Yoğun bir nüfusa sahip belde ve köylerimizde okuyan öğrencilerin dershaneye gitme gibi bir şansları azdır, yokluk yoksulluk bir yana ilçeye ulaşım zorluğu ortaya çıkıyor. İlçe merkezinden 40-50 km uzaklıktaki köyler çocuklarını nasıl dershaneye gönderebilsin? Kırsaldaki çocuk imkansızdır, başarılı olsa bile şansını yitirmektedir. “Eğitimde fırsat eşitliği esastır ilkesi çiğneniyor, anayasanın ilgili 42. maddesi ayaklar altına alınıyor. Köy çocuklarını unutmak ülkenin yarısını gözden çıkarmak anlamına gelir, özel dershaneler derhal kapatılmalıdır. Bu anayasanın bir gereğidir. Para imkanı olan ve özel dershanelerde yıllarca eğitim alanlarla almayanlar aynı olur mu?

 

            Öğretmeni bölgede tutacak önlemler alınmalı, ücretli, sözleşmeli öğretmen atamalarına son verilmeli, özel dershaneler ya kapatılmalı veya dershane imkanı olmayan öğrencilere aynı kalitede sınavlara hazırlık kursları açılmalı ve bunlar cidden denetlenmelidir. Bedava kitapların ilimizin başarısını artırmadığını gördük, yaşadık, 1990’lı yıllarda öğretmeni bölgede tutan ek ödeme vardı ve o dönem Mardin bugünkü konumunda değildi. Bedava kitap değil, öğretmen olan öğretmen, beni bırakıp kaçmayacak öğretmen istiyorum demek her bölge çocuğu ve insanın görevidir.

 

            Sınavları sorgulamadan önce bu çocuklara kaliteli öğretmen verelim, sonrasında başarısızlık olursa sorgulama hakkını kendimizde bulalım.

 

            2009-2010 Eğitim Öğretim Yılının başarılarla dolu geçmesini dilerim.

Davut KAPLAN

  1. “SAPTIRILAN SORUN VE SORULARIM” 4 Yorum

  2. Değerli hocamız ve müdürümüz Davut KAPLAN ülkemizin, bölgemizin,ilimizin, ilçemizin hatta beldemizin en büyük sorunu olan yılda birkaç öğretmen değiştirme ve beraberinde gelen başarısızlıkların büyüklüğüne,Türkiye geneli oss sonuçları baz alındığında 76 sırada bulunan MARDİN ve civar illerin başarısızlığı televizyonlarda ve gazetelerde manşetteyken burdaki öğrencilerin öğretmensiz geçirdiği ve başarılı illerde ise yığınla öğretmen bulunduğu malesef gözardı ediliyor.
    En basit örneÄŸini kendimden vereyim okullar 24 eylül’de açıldı 9 ekime kadar iki sınıfımız malesef öğretmensizdi.Ayın dokuzunda görevlendirme ile bir öğretmen geldi fakat okullar açıldıktan sonra 4. haftaya girdiÄŸimiz de hala bir sınıfımız öğretmensiz ders ücretli öğretmene bile razı olacaktık ama malesef o da yok yok yok yok.Bu öğretmensiz olan sınıflarımızdaki öğrencilerden biri olmayı kim ister o piskolojiyi hangimiz kaldırabilir,o piskoloji ile kim ne baÅŸarı yakalayabilir.
    Hocamıza bu konuya dikkat çekerek üstüne düşen görevi en iyi şekilde yaptığı için teşekkür ederim

    yosuncan1 11 Ekim 2009

  3. bizim sorunumuz cok buyuk cok.nerden tutsan elde kalacak gibi bir sey.bana gore en can alici nokta”egitimde firsat esitligi”maddesinin yine devlet ruhsati adi altinda yasal dersaneler acip maddeyi delmektir.bir ulkede ogrenci raporla son sinifa gitmeyip dersanelere gidiyorsa,sonra devlet tamda bu yuzden liseyi dort yila cikariyorsa…ne diyecegiz kime ne anlatacagiz?ogretmenlere gelince,bu ogretmelerin sendikalari yokmu?bunlari”degerli” bakanin yaninda sorunlarini anlatacak mufettisleri yokmu?mustesarlari yokmu?kimse kusura bakmasin.mesleklerine sahisyetlerine yuksek derece saygi duydugum ogretmen eskilerinede sucu buluyorum.sistem arizali cunku?yeni egitim yilinda herkese basarilar diliyorum.bizim okulada gecen senenin basarilarinin devamini diliyorum.

    ibrahim pala 12 Ekim 2009

  4. Dahut hoca her zaman cok iyi konulara deginiyor, onun gibi cesur olacak insanlara ihtiyac coktur. herkese saygilar

    Åžehmus 13 Ekim 2009

  5. S.A Davut hocaa güzel bir konuya daha deÄŸinmiÅŸÅŸ. ülkemizin gerçekleri bunlarr sadece öğretmenler deÄŸil doktorlar falan da doÄŸu bölgelerdee çalışmak istemiyorlar hep kaçıyorlar oralardan.Hocam siz dau edin inÅŸÅŸ bi öğretmen olayımm ben hep bizim oralardaa öğretmenlik yapıcamm gönüllü olarak inÅŸaallah….Selametle kalın Allah’a emanet olun… (Merhumlaradaa Allah’tan rahmet diliyorum )

    Hud£ 11 Kasım 2009

Yorum yapmak için giriş yapınız.