Türkçe/Arapça Karışımı Cümleler

15 Şubat 2008 – 12:32

Son zamanlarda Araplar, aslında Türkiye’de yaşayan tüm etnik unsurlar Türkçe’nin yoğun baskısı altında kalmıştır. Bu nedenle yeni nesil, ana dillerini yavaş yavaş unutmakta veya konuşmakta zorluklar yaşamaktadırlar. Ana dillerini konuşurken Arapça kelimelerin sonuna Türkçe ekler getiriyor veya Türkçe konuşurken araya Arapça kelimeler katmaktadırlar. Tabi haliyle ortaya komik durumlar çıkmaktadır.

Bizim köyde bu durum çok önceden yaşandı. Çünkü dedelerimizin anlattığına göre köyümüzün ilk öğretmenleri; Şorızbah (Çavuşlu) köyünden Şeyh Muhammed ile Mıstê Çetto’dur. Bunlar askerdeyken okuma-yazma öğrenmişler. Memlekette okur-yazar olmadığından, zamanın Baş Muallimi tarafından Haldeh’e öğretmen olarak gönderilirler. Okur-yazar olmalarına okur-yazardırlar ama Türkçeyi pek bilmemektedirler. Özellikle de Mıstê Çetto. Köylülerimizin kendi dillerindeki her şeyin Türkçe’sini öğrenme arzusundan, öğretmenlere çok soru sorarlar. Öğretmenlerde bu soruların cevaplarını bilmediklerinde de Türkçe diye uyduruk kelimeler söylemeye başlarlar. Haliyle köylümüz Türkçeyi yanlış öğrenince yanlış konuşmaya başlar. Bu durum, ta ki köyümüze işin ehli öğretmenler gelinceye kadar fark edilmez.

Bunun üzerine bölgemizde yaşayan Arap kökenli insanlarımızın Türkçe konuşurken tıkandıkları yerde Arapça kelimeler kullandığı ve tabiatıyla oluşan komik sözleri sizlerle paylaşmak istedik. Sizde de varsa bize yazın, yayınlayalım. Buyurun Tırki û Arabi helvasına:
———————————————————————————————————————-

Minibüs şoförü yolcu toplamak için şehir içinde mahalle mahalle dolaşmış. Bu arada minibüsteki yolcuların sıkıldığını fark etmiş. Onlardan özür dilemek için “kusura bakmayın sizi çok accısledim.” Yani kusura bakmayın sizi çok sıktım der.

————————————————————————————————————————

Anadoludan memleketimize gelen bir öğretmen, ailesiyle bizim mahalleye yerleşiyor. Bizimkiler iyi Türkçe bilmediğinden yarım yamalak anlaşıyorlar. Öğretmenin komşularından biri öğretmenin hanımına gelip, “Bana soğanın kardeşini verir misin?” der. Yani bana sarımsak verir misin?

———————————————————————————————————————–

Bizimkilerden biri askere gider. Türkçe bilmediği için komutları anlamaz ve sürekli hatalar yapar. Tabi hataların sonunda bol bol dayak yiyor. Artık dayaktan bıkan hemşerimiz, bölük komutanına şikayete gider. Komutanına derdini şöyle anlatır: “Komutanım, hergün hergün beni dövüyorlar. Mavsele gibi sopalar vur uhey vur!” der.

———————————————————————————————————————

Kız: Anne, duvarda akrap (akrep) var!–Anne: Kızım, kıpkepi al û perçikle.

(kıpkep: takunya, perçik: ezmek)
——————————————————————————–
Öğrenci defterini silerken defteri yırtılır. Durumu öğretmenine bildirmek için, öğretmenine: “Öğretmenim dafterimi silerken çırıldı.”

(çırıldı: yırtıldı)
——————————————————————————–
Askerde komutan erlerini güreştiriyormuş. İri yapılı askerlerden biri, birkaç askeri yendikten sonra diğerlerine meydan okumuş. Kimse rakip olmayınca ufak tefek olan hemşerimiz: “Ben güreşeceğim komutanım.” der. Komutanı: “Oğlum sen ona göre çok zayıf ve kısasın” deyice, hemşerimiz “olsun der” ve güreşiler. Hemşerimiz kısa sürede yenilir. Komutan:”Oğlum bak ben sana demiştim.” deyice, hemşerimiz:”Ne yapayım komutanım, valla cagar var ama kuvvat yok” der.

(Cagar: cesaret)
——————————————————————————–
Anne çocuğunu pazara sebze almaya yollar. Çocuk döner. Anne oğlum neler aldın? diye sorar. Çocuk: Biber, kırmızı domates, siyah domates…

(siyah domates: patlıcan)
——————————————————————————–
Gurbette okuyan talebeler ev kiralarlar. Talebenin biri anahtarı çoğaltır. Eve gelir çoğalttığı anahtarı dener. Fakat anahtar bir türlü deliğine girmez. Törpülemek gerekmektedir. Arkadaşı durumu sorar. Talebe,”Anahtar deliğine girmiyor, mabradımız olsaydı ken tabrıdu” der.

(mabrad: törpü, tabrıdu: törpülerdim)
——————————————————————————–
Dayanıklı tüketim eşyası satan mağazadan halıfleks alıyoruz. Mağaza çalışanı genç, ölçüyü aldı ve halıyı kesti. Sonra yanındaki arkadaşına:”Hadi teleflif yap.” dedi.

(teleflif: sarmak)
——————————————————————————–
Öğretmen ilk derste öğrencilere kahvaltı yapıp yapmadıklarını, kahvaltıda ne yediklerini soruyor. Öğrencinin biri:”Öğretmenim, ımşevveşiyê yedim” der.

(ımşevveşê: mercimek çorbası)
——————————————————————————–
Anne, çocuğuna sofraya oturup kahvaltısını yapması gerektiğini söyler. Çocuk: “Yok anne bana ekmek, cıbnê ver. Ben ıstohta yiyecem.”der.

(cıbnê:peynir, Istoh: dam)
——————————————————————————–
Okulun kapanıp yaz tatilinin başlayacağı gün, öğretmen karneleri dağıttıktan sonra dershanedeki çiçekleri de bazı öğrencilere bakmaları için verir. “Okul açıldığında geri getirirsiniz.” der. Okul açılır. Öğretmen, öğrencilerden çiçekleri getirmelerini ister. Çiçeği götüren çocuk:“Öğretmenim, ben getiremem. Çünkü püşti” der.

Püş: kurumak
——————————————————————————–
Aile, Türkçe konuşmaya karar vermiştir. Çünkü çocuklarının iyi Türkçe konuşmalarını isterler.Kahvaltıdayken çocuk “Anne, çayım mırdır. Bana şekeri uzat.” der. Annesi “ Oğlum şeker ‘ekbındedır, teherrik et” der.

(mır: acı, ‘ekbı:dibi, herrıkle: karıştır)
——————————————————————————–
Daire amiri, keyifsiz gördüğü mustahdemin halini sorar. Mustahdem “ Valla, üst üste değilim” der.

(Arapçadaki “mo ‘êle ba’zî ene” deyimine atfen söylüyor.)
——————————————————————————–
Öğrenciler öğle yemeği için eve gidip dönerler. Ama bir tanesi geç kalır. Öğretmen neden geç kaldığını sorunca öğrenci “ê öğretmenim vılla ancag fıt û ‘ık fıl leben û yedik û geldim” diye cevap verir.

——————————————————————————–
Öğrencinin biri tembeldir. Öğretmeninin yazdırdıklarını yazamayınca arkadaşları ona; Arapçayla yazamadığında saylarını yır, at derler. Öğretmen durumu fark edince çocuğa sayfalarını neden yırtıyorsun diye sorunca: Öğrenci “Öğretmenim, arkadaşlarım bana cır û vır dedi” der.

(cır: yırtmak, vır: atmak)
——————————————————————————–
Annem gitti hıbbese, ben kardeşimi le’ğibe, zambor geldi vız vız, kardeşimi leddiğe.

———————————————————————————-

teffeli zeki hoca,ogrencinin gozunun sistigini gorur ve neden gozunun sistigini sorar.ogrencide;oretmenim,hasri zambor geldi vinnnnnnn cik dedi.

Gönderen: Yusuf Yorulmaz

  1. “Türkçe/Arapça Karışımı Cümleler” 14 Yorum

  2. çok komik, ama ders çıkartılması gereken(ehem) şeyler:D

    yusuf 17 Şubat 2008

  3. ya güzel oldu
    tebrik edrim başarılar

    yusuf 17 Şubat 2008

  4. aziz abi sana ne diyecegimi bilmiyorum çok güzel oldu eli ayagına saglık

    mustafa 11 Mart 2008

  5. slm ben istanbuldan muhammed sitenin içeriği gerçekten çok güzel tüm sögütlülere hayırlı olsun

    MUHAMMED 25 Mayıs 2008

  6. herkese hayırlı olsun güzel bi şey olmuş gerçekten ıksir ıkveyyıs

    MUHAMMED 25 Mayıs 2008

  7. ellerinize sağlık

    nuri sağlam 2 Ekim 2008

  8. slm söğütlü halkı nasılsınız beni özleyen yokmu be

    yaser 10 Ekim 2008

  9. ya tek kelimeyle süpersiniz

    yaprak 16 Ocak 2009

  10. gercekten muthıs ama bızım boyle bır gelenegımızın olması benı heyecanlandırıyor misal benım cok sevdıgım bır amcam var anlatsam yere yıgılırsınız

    veysi 30 Mart 2009

  11. slm ben istanbulda yaşıyorum ama her sene köye geliyorum burdan sevgilerimle bütün öz ailesine
    selam gönderiyorum…

    selahattin 21 Mayıs 2009

  12. şahane ıntın valla başka ne diyebilirimki

    jimi 25 Temmuz 2009

  13. valla gerçekten güzel olmuş merak ediyorum bunları nereden buldun öğrencinin birine öğretmen sormuş oğlum dün akşam ne yemek yediniz
    o da demişki öğretmenim bulgur ve lehme (yani et)

    HEMMED 8 Mart 2010

  14. istanbulda yaşıyorum. nüfusum söğütlü.konaklama imkanı var mı? oraları görmek isterim.ıştıktu lı beledi. alla yırza aleykın.

    atilla bozkurt 31 Mayıs 2011

  15. hepsi çok güzel ama bir çoğu eksik ve yanlış yzılmış bunları paylaşa arkadaşımıza teşekür ederim ama . lütfen yazdıkları hikayelere biraz iltimas ederek yazsın

    şeyhmus kurunç 3 Mart 2013

Yorum yapmak için giriş yapınız.