Deng (Dibek)
03 Haziran 2009 – 09:50Yıllar önce, henüz iklimler deÄŸiÅŸime uÄŸramadan, Kinderip ve civarı, yani Muhallemi’ler ve bölgede yaÅŸayan diÄŸer kavimler, Anadolu’nun doÄŸusunda ve GüneydoÄŸusunda, yaÅŸadıkları bölgede iklim ÅŸartları kışın çok soÄŸuk ve yağışlı geçmekteydi. Öyle ki, (50 yaşın üstünde insanlar hatırlar) evden Camiye veya evden Okula gitmek, öyle her babayiÄŸidin harcı deÄŸildi. Uzun kış günleri hiç kimse evinden dışarı çıkamazdı.
Sokaklarda metrelerle ölçülen karlar, büyüklerimizin büyük özveri uzun ve yorucu çalışmaları sonucu açılan tüneller sayesinde bu sorun kısmen çözülürdü..
Şu anda, Sitemizin gündeminde olan Zevarip’ler, sarnıçlar mağaralar ve diğer sığınaklar, ağır kış şartlarının zorunlu kıldığı hallerde, ulaşım için yol, geçim için su ve tahıl ambarları olarak tasarlandığı ve günümüze gelmeden önce büyük bölümünün tahrip ve talan edildiğini konuşmaktayız…
DENG dedik… Nereden nereye… Ne ilgisi var bütün bu yazdıklarımızın DENG’le?
Kış şartlarında sokağa çıkıp kasaptan et alınamayacağına göre, kış bastırmadan etlerimiz kesilir, tuzlanır sepet ve sandıklarda saklanır. Kış gecelerinde pişirilen muhteşem etli bulgur pilavı işte bu lezzetin ürünüdür.
Ürettiğimiz nohut, mercimek, buğday ve arpa nasıl harmanlarda tüketime hazır hale geliyorsa, üzümlerimiz de mağaralarda büyük bir ustalıkla oluşturulmuş mutfaklar, üzümün sıkılarak pekmez haline getirilmesinde kullanılan, ancak bugün bile benzerinin yapılması mümkün olmayan aletler, kademeli kaya çukurları, ağaç mengeneler, dev bakır kazanlar.
Dev bakır kazanlar deyince, o bölgemize has bulgurumuzu ve o yıllarda yapılışını hatırladım.
Henüz kışın belirtilerinden sadece sağlı sollu esen serin rüzgarlar var. Anlayacağınız son bahar. Dev kazanlar bu kez, köyümüzün IMŞOHET kayalıkları üzerine kurulur. Köyümüzde üretilen nadide buğdaylar artık bulgur olmak için kazanlarda kaynamaktadır. Halk bulgurunu kaynatırken, kayalıklar üzerine yataklar serilir ve burada yatılırdı.
İyice kaynatılarak SELİK haline gelen buğday, bu kaya düzlüklerine serilerek kurumaya bırakılır. Birkaç günde iyice kuruyan buğday toplanır ve bazı bölgelerde; kayadan oyulmuş büyük dibeklerde tokmaklarla dövülerek kabuğu soyulur ve daha sonra el değirmenleriyle öğütülerek bulgur haline getirilir.
Köyümüzde ise; Çapı 4  metreden de fazla büyükçe bir dibek. Bu dibek, kıyılardan orta merkezine doÄŸru hafif bir çukur ve bu çukurun ortasında teker biçiminde bir taÅŸ, bu taşın ortada ve dengede durması için ortasında uzun ve kalın bir çubuk. Bu çubuk bir at yardımıyla çevrilerek, haÅŸlanmış buÄŸdayımızın kabuÄŸunu soyar. Dünyada lezzetinin eÅŸi benzeri olmayan, nerede olursak olalım arayıp bulup yediÄŸimiz bulgurumuz burada dövülürdü…
Bu mucize dibeÄŸimizin adı “Deng”
Fehmi Akyol -Ä°simsiz kahraman
“Deng (Dibek)” 5 Yorum
Güzel bir geleneğimizi hatırlattığı için fehmi amcamıza teşekkür ederim.Eskiden hemen hemen her mahallede bulunan,zamanında ne kadar elzem olan o kocaman silindir taşları,bugün onları gören çocuklar belki de doğal kaya parçası zannederler.O tarihi kalıntılardan acaba kaç tane kaldı diye merak ediyorum
isimsiz kahraman 3 Haziran 2009
çok güzel bir çalışma olmuş.. değerli fehmi amca ve isimsiz kahramandan geçmişe götüren bir çalışma daha.. her şey teşekkürler
YusufKaplan 3 Haziran 2009
uzun zamandır siteye bu türde bir konu eklenmemiÅŸti. Ä°simsiz Kahraman ve Fehmi Hoca’mızın bu konularda ne kadar bilgili olduÄŸunu daha önceki yazılarından hepimiz biliyoruz. Bu konuda yazı hazırlanmasını ben istedim. Beni kırmayan deÄŸerli Fehmi Hoca’ma ve deÄŸerli Ä°simsiz Kahraman’a saygılarımı sunuyorum. Nice yazılara…
Admin 4 Haziran 2009
guzel bir calisma,burgur ve simd gibi yiyecekleri bu(deng)le yapilmasi ne kadar zahmetli ise bir o kadar keyifliydi.nedeni cok buyuk zorluklarla buyuk bir hasat maratonun bitmesinin hemen ardindan yapiliyordu o yorgunluktan sonra bu keyifli bir sey gibi geliyordu en azindan o gunku cocuklar olan bizlere.suleymen abdiko amcaya bu konuda koye emegi vardir.allah rahmet eylesin.tesekkuler.
ibrahim pala 4 Haziran 2009
vall super iÅŸmiÅŸ
velit 8 Haziran 2009